FWBM – Finansal İyilik Hali Monitörü
Hanelerin Finansal Nabzı: Türkiye
OWL Intelligence LTD (2025) İstanbul, Türkiye
Periyodik Analitik Rapor
2025 Q4 / 42 - 52 Hafta
Aralık 2025
Saygın Vedat AlkurtBeyza Polat
info@fwbm.com.tr www.fwbm.com.tr
Bu rapor, OWL Intelligence LTD mülkiyetinde olup FWBM (Finansal İyilik Hali Monitörü) veri altyapısı ve analitik çerçevesine dayalı özgün bir çalışmadır. Raporun tamamı ve içindeki tüm içerikler (metin, tablo, grafik, gösterge seti, endeks yapıları, sınıflandırmalar, metodoloji kurgusu ve yorumlar dahil) telif hakkı ile korunmaktadır.
Bu doküman yalnızca FWBM üyeleri/aboneleri için hazırlanmıştır. Üyelik kapsamı dışındaki kişi ve kurumlarla paylaşılması, çoğaltılması, dağıtılması, kısmen veya tamamen yeniden yayımlanması, referans gösterilerek dahi üçüncü taraf dokümanlarına veya platformlara aktarılması yazılı izin olmaksızın yasaktır.
Rapor kapsamındaki veri ve içgörüler yalnızca kurumların stratejik planlama, risk yönetimi, piyasa okuması ve karar alma süreçlerine destek amacıyla kullanılabilir. Reklam, kampanya, siyasi iletişim, kamuoyu yönlendirme, propaganda veya herhangi bir politik amaç için kullanılamaz. Medyada, sosyal medyada veya halka açık platformlarda rapora doğrudan veya dolaylı biçimde yer verilemez; grafik, tablo veya alıntı paylaşımı yapılamaz. Üçüncü taraf araştırma ürünlerine, raporlara, akademik yayınlara veya ticari sunumlara OWL Intelligence’ın yazılı onayı olmadan entegre edilemez.
İzinsiz kullanım, paylaşım veya çoğaltma durumunda OWL Intelligence LTD, yürürlükteki mevzuat kapsamında tüm yasal haklarını saklı tutar.
Bu rapor, FWBM’nin saha verisine dayalı analitik çıktılarını ve yorumlarını içerir. Sunulan bulgular, yayın tarihindeki veri seti ve model parametreleri çerçevesinde geçerlidir. FWBM, periyodik güncellemeler doğrultusunda metodolojik ve analitik iyileştirmeler yapma hakkını saklı tutar.
16 Ekim 2025 – 6 Aralık 2025 (7 hafta)
1.400 katılımcı, 76 il, 18+ nüfus temsiliyeti %95 GA, ±%2,62
CATI (ortalama 25 dk), tabakalı örneklem (cinsiyet–yaş–NUTS-1), haftalık kota yenileme
Haftalık dönemler için 4 haftalık ağırlık ortalama, 2025 4. Çeyrek için tüm örneklem
+2,5 puan (kademeli toparlanma)
36,8 → 40,3
Artış
56,6 → 52,1
Azalan Baskı
39,8 → 40,8
Sınırlı Artış / Zayıf Tampon
46,0 → 45,1
Yatay Görünüm
• Hanelerin önemli bir bölümü temel harcamayı kısmayı olası görüyor (%40,2).
• Likiditeyi borçla yönetme eğilimi yüksek: borç alma (%23,3) ve asgari ödeme (%22,5) güçlü sinyal.
• Borcu borçla çevirme (%17,0) ve gecikme (%15,0), riskin “akut”laşabileceği bir alan oluşturuyor.
Özet: Kısa vadede ana tema “nakit akışı sıkışması + borç yönetiminde öteleme”.
• Gelir beklentisi yükseliyor; ancak artış toplumun geneline yayılmıyor (son noktada dahi %27). Bu nedenle orta vadede beklenti–gerçekleşme farkı kritik risk.
• Çalışanlarda işsizlik kaygısı yüksek kaldığı için haneler ihtiyatlı tüketim çizgisini koruyor; sosyo-kültürel kısıntılar orta vadede de devam ediyor.
• Gider baskısında nispi rahatlama sürerse endeksi yukarı taşır; fakat tasarruf tamponu güçlenmedikçe borç baskısı kalıcı düşüşe zor giriyor.
Özet: Orta vadede “ılımlı iyileşme ihtimali” var; ancak “tasarruf zayıflığı + istihdam kaygısı” iyileşmeyi törpülüyor.
• Kalıcı iyileşme, yalnızca gelir beklentisine değil gelirlerin giderleri karşılama dengesinin güçlenmesine dayanıyor.
• Toplumun büyük bölümünün hâlâ “baskı + eşik” alanında (%73,7). Bu yapı değişmedikçe küçük şokların etkisi hissedilir olmaya devam edecek.
• Tüketimdeki savunma mekanizmaları kalıcılaşırsa (özellikle sosyo-kültürel geri çekilme), finansal stresin psiko-sosyal etkileri güçlenir; bu durum da “erken uyarı” perspektifinin önemini artırıyor.
Özet: Uzun vadede oyun planı “tampon inşası (tasarruf/direnç) + borç baskısını azaltan gelir–gider dengesi + istihdam güveni”.
Finansal İyilik Hali, sadece yeterli gelire sahip olmayı değil, aynı zamanda bireylerin mevcut mali durumları üzerinde aktif bir kontrol hissi taşımasını ifade ediyor. Bu kapsamda, bireylerin gelirlerini, giderlerini, tasarruflarını ve borçlanmalarını etkin bir şekilde yönetebilmesi, günlük ihtiyaçlarını karşılarken beklenmedik mali şoklara karşı da bir güvenlik tamponu oluşturması gerekiyor.
Finansal İyilik Hali yaklaşımımızda, bu durum sadece parasal göstergelerle sınırlı kalmıyor; finansal durumun yol açtığı psiko-sosyal etkiler ve geleceğe dair beklentiler de merkeze alınıyor. Bu nedenle değerlendirme çerçevemiz, bireyin “bugünü yönetme kapasitesi” ile “yarına hazırlanma gücü” arasındaki dengeyi birlikte okuyor. Bir hanenin finansal olarak iyi durumda olması, yalnızca gelir düzeyiyle değil; gelir akışının istikrarı, harcama baskısının seviyesi, borç geri ödeme temposu, tasarruf davranışının sürdürülebilirliği ve beklenmedik giderlere karşı dayanıklılık gibi çok boyutlu göstergelerle şekilleniyor.
Bu çok boyutlu yapı, aynı zamanda bireyin gündelik hayatındaki karar kalitesini ve yaşam deneyimini de belirliyor. Finansal belirsizlik arttıkça stres, kaygı, erteleme davranışları ve sosyal hayattan geri çekilme eğilimi güçlenebiliyor; buna karşılık kontrol algısı yükseldikçe planlama, önceliklendirme ve sağduyulu risk yönetimi gibi davranışlar daha görünür hale geliyor. Dolayısıyla Finansal İyilik Hali, ekonomik koşulların birey üzerinde yarattığı baskıyı ölçerken, bireyin bu baskıyı hangi stratejilerle yönettiğini ve hangi eşiklerde kırılganlaştığını da izleyen bir “erken uyarı” perspektifi sunuyor.
Bu bakış, raporun tamamında şu temel sorulara yanıt üretmemizi sağlıyor:
• Haneler ay sonunu nasıl getiriyor?
• Harcama kısıtları hangi kalemlerde yoğunlaşıyor?
• Borçluluk bir “geçici destek” mi, yoksa “kalıcı yük” mü?
• Tasarruf bir tercih mi, yoksa zorunlu bir erteleme mi?
Ve en önemlisi: Bireyler geleceğe bakarken güven mi, tedirginlik mi hissediyor?
Bu çerçevede, finansal iyilik halini hem ölçülebilir göstergeler üzerinden, hem de yaşam kalitesine yansıyan etkiler üzerinden birlikte ele alıyoruz.
Finansal İyilik Hali Monitörü Araştırması, 16 Ekim 2025 – 6 Aralık 2025 tarihleri arasında, 7 haftalık bir saha takvimiyle yürütüldü.* Her hafta 200 görüşme gerçekleştirilerek toplamda 1.400 katılımcıya ulaşıldı.
Araştırma, 76 ilden 18 yaş ve üzeri katılımcılar yürütüldü. Bu örneklem büyüklüğü Türkiye'nin 18 yaş ve üstü nüfusunu %95 güven aralığında ±%2,6 hata payı ile temsil ediyor.
Ortalama 25 dakika süren görüşmeler, telefon destekli bilgisayar destekli görüşme (CATI) yöntemiyle yürütüldü. Örneklem tasarımında tabakalı örnekleme yaklaşımı benimsendi; tabakalar cinsiyet, yaş grubu ve Türkiye İstatistiki Bölge Sınıflandırması 1. Düzey (NUTS-1) kırılımlarına göre oluşturuldu. Kota uygulaması her hafta yeniden kurgulanarak saha süresince örneklemin temsiliyet dengesi korunması sağlandı.
Raporlama kurgusunda dönemsel göstergeler, yalnızca ilgili haftayı değil; ağırlıklı ortalama yaklaşımıyla ilgili dönemin önceki 3 haftasını da kapsayan bir pencere içinde hesaplandı. Böylece haftalık dalgalanmaların etkisi azaltılarak daha stabil ve karşılaştırılabilir bir dönem okuması hedeflendi.
Kalite güvence kapsamında tüm görüşmeler ses kaydı alınarak doğrulandı. Doğrulama sürecinde teyit edilemeyen görüşmeler veri setinden çıkarıldı ve ilgili gözlemler yeni görüşmelerle ikame edildi. Saha çalışması, haftanın Pazartesi, Çarşamba, Cuma ve Cumartesi günlerine eşit dağıtılarak yürütüldü; böylece gün etkisinin örneklem üzerinde sistematik bir yanlılığa dönüşmesi önlendi.
FWBM, Finansal İyilik Halini ana gösterge olarak izliyor. Finansal İyilik Hali; Gelir, Gider Baskısı, Tasarruf ve Borç Baskısı olmak üzere dört alt başlığın birleşik etkisini özetleyen bir endeks niteliği taşıyor.
Alt başlıklar, toplam 9 çekirdek boyut üzerinden ölçülüyor. Boyutların yanında yer alan işaretler, puan yönünü gösteriyor: (+) boyutlarında yüksek puan daha olumlu duruma, (-) boyutlarında yüksek puan daha olumsuz duruma işaret ediyor. Endeks kurgusunda da bu yön bilgisi dikkate alınıyor.
2025’in son çeyreğindeki haftalar boyunca Finansal İyilik Hali endeksi yukarı yönlü bir seyir izliyor. Endeks 3 Kasım haftası 43.5 iken Aralık’ın ilk haftasında 46.0’a çıkıyor (+2.5 puan). Bu artış, genel finansal görünümde kademeli bir toparlanmaya işaret ediyor; ancak skorun 50’nin (orta değer) altında kalması, görünümün negatif bölgede sürdüğünü gösteriyor.
| Raporlama Haftası | Gelir | Gider Baskısı | Tasarruf | Borç Baskısı |
|---|---|---|---|---|
| 3 Kasım 2025 | ||||
| 17 Kasım 2025 | ||||
| 24 Kasım 2025 | ||||
| 1 Aralık 2025 |
Gelir endeksi aynı dönemde düzenli artıyor. Gelir başlığındaki toparlanma, ağırlıklı olarak Gelir Beklentisi boyutundaki yükselişle ilişkili görünüyor. Yıl sonuna yaklaşırken gelirlerin giderleri karşılama dengesi zayıflasa da yıllık maaş artışı ve asgari ücret artış beklentileri, toplumda gelir artışına dair daha olumlu bir beklenti oluşturuyor.
Gider Baskısı endeksinde gerileme görülüyor. Haftalar ilerledikçe baskının azalması, bütçe üzerindeki zorlanmanın hafiflediğine işaret ediyor ve Finansal İyilik Hali’ndeki artışla tutarlı görünüyor. Hissedilen enflasyonda toparlanma algısı, toplumun yeni fiyat seviyelerine uyum sağlaması ve etiketlerdeki görece istikrar, giderlere dair öngörülebilirlik çerçevesini güçlendiriyor.
Tasarruf endeksi dalgalı ama sınırlı artış eğiliminde olsa da güçlü bir negatif görünümde. Özetle toplumun tasarruf kapasitesi ve beklenmedik harcamalara karşı dayanıklılığının istikrarlı bir çizgide olmadığı gözüküyor.
Borç Baskısı endeksi dönem sonunda 45.1 seviyesinde ve 45. haftaya göre hafif daha düşük; ancak haftalar içinde yön değiştiriyor. Bu tablo, borç baskısında kalıcı bir rahatlamadan çok sınırlı oynaklığa işaret ediyor. Borç baskısının daha istikrarlı düşüşe geçmesi, yalnızca gelir beklentilerinin iyileşmesine değil, gelirlerin giderleri karşılama dengesinin de güçlenmesine bağlı.
| Gelir Grubu | Finansal İyilik Hali | Gelir | Gider Baskısı | Tasarruf | Borç Baskısı |
|---|---|---|---|---|---|
| Düşük Gelir | |||||
| Alt-Orta Gelir | |||||
| Orta Gelir | |||||
| Üst-Orta ve Üst Gelir |
Finansal iyilik hali gelir grubu yükseldikçe artıyor. Düşük gelir grubunda finansal iyilik hali 36,9 seviyesindeyken üst-orta ve üst gelir grubunda 58,3’e çıkıyor. Genel resim, düşük ve alt-orta gelir gruplarında “düşük gelir + yüksek gider baskısı + yüksek borç baskısı + düşük tasarruf” kombinasyonunun öne çıktığını gösteriyor. Üst-orta ve üst gelir gruplarında ise tersi bir tablo mevcut.
Finansal İyilik Hali Segmentasyonu’nda 3 temel küme ve bunları oluşturan 2’şer alt küme var:
Finansal baskı altındakiler toplumun %23,7’si. Her dört kişiden yaklaşık biri yüksek kırılganlık içeren koşullarda yaşıyor. Gelir yetersizliği, borç baskısı ve temel ihtiyaç yükü toplumun önemli bir kesimi kalıcı bir risk oluşturuyor.
Bu segmenti, çok yüksek borç yükü ve geleceğe dönük borç baskısı tanımlıyor. Gelir seviyesi düşük seyrederken gider baskısı yüksek, tasarruf kapasitesi sınırlı olan, borç kaynaklı stres ise belirgin.
Çok düşük gelirle birlikte temel ihtiyaçları karşılamada zorluk ve barınma baskısı öne çıkıyor. Borç sorunu görülse de ana dinamik geçim baskısı; sosyo-kültürel harcamalar oldukça düşük seviyede.
Geçiş segmentleri %50,0 ile en geniş kümeyi oluşturuyor; toplumun yarısı belirgin baskı veya konfor uçlarında değil, daha çok “denge arayan” bir orta alanda konumlanıyor.
Orta düzey baskılar ve yönetilebilir borç ile görece düşük stres profiline yakın duruyor. Dengeyi korumaya çalışan bu kesim, sınırlı kaynaklarının sürdürülebilirliğini önceliklendiriyor.
Orta gelir seviyesinde, yüksek gelir beklentisiyle hareket ediyor. Borçlar yönetilebilir olsa da sosyo-kültürel alanlarda kısıtlanma yaşanıyor; geleceğe dönük iyimserlik yüksek.
Dayanıklı ve güçlü segmentler %26,3 seviyesinde; toplumun dörtte biri daha düşük baskı ve yüksek tamponlarla ilerliyor. Konforluların sınırlı payı (%2,8), konforun geniş tabana yayılmadığını gösteriyor.
Düşük borçluluk ve planlı finansal davranış öne çıkıyor. Orta gelir düzeyiyle birlikte orta-yüksek tasarruf tamponu var; borçtan uzak durma eğilimi istikrar sağlıyor.
Yüksek gelir, düşük baskı ve yüksek tasarruf kapasitesi ile skalanın en rahat ucunda yer alıyor. Stres göstergeleri düşük, finansal güvence algısı yüksek; sosyo-kültürel harcamalar üst düzeyde.
Finansal iyilik hali skoru beklendiği üzere segmentler boyunca kademeli biçimde yükseliyor. Çıkmazdakiler en düşük finansal iyilik hali skoruna sahipken (20.0), konforluların finansal iyilik hali skoru 86.5 seviyesinde.
| Segment | % Pay | Finansal İyilik Hali Skoru |
|---|---|---|
| Çıkmazdakiler | ||
| Baskı Altındakiler | ||
| Ayakta Kalanlar | ||
| Umuda Tutunanlar | ||
| Kontrollüler | ||
| Konforlular |
Gelir artışı bekleyenlerin oranı yıl sonuna yaklaşırken belirgin biçimde yükseliyor. Buna rağmen beklenti düzeyi toplumun geneline yayılmıyor; son ölçümde bile kitlenin yaklaşık dörtte biri gelir artışı öngörüyor. Bu artış eğilimi, yeni yıl öncesi gündeme gelen asgari ücret ve maaş artışları gibi başlıkların beklentiyi yukarı çekmesinin bir sonucu. Ancak çoğunluğun (%70+ bandı) gelir artışı beklememesi, yıl sonu düzenlemelerine dair algının yalnızca sınırlı bir kesimde “doğrudan etki” şeklinde okunduğuna işaret ediyor.
Çalışanlar arasında işsizlik beklentisi genel olarak yüksek. Toplumun yalnızca %61,2’si emekliliğine kadar işsiz kalmayacağını düşünüyor. Kısa vadede işsizlik öngörenler kayda değer bir büyüklükte (1 ay: %11,1; 3 ay: %9,8). Ayrıca önümüzdeki 1 yıl içinde işsiz kalacağını düşünenlerin payı %17,9. Bu üç zaman penceresi birlikte okunduğunda, önümüzdeki 1 yıl içinde işsiz kalma olasılığını gündemine alanların toplam payı %38,8 seviyesine çıkıyor.
Türkiye’de hanelerin yarısından fazlasında borçlu. Haftalık olarak değerlendirildiğinde oran, 3 Kasım – 7 Aralık arasında %56–59 bandında seyrederken sınırlı da olsa bir düşüş eğilimi gösteriyor. Bu görünüm, borçluluğun yaygınlığının kısa vadede yüksek seviyede kaldığını; buna karşın yıl sonuna yaklaşırken kademeli bir gevşemenin olduğunu göstermekte. Diğer yandan borcu olan haneler içinde vadesi geçmiş borcu olanların oranı bu haftalarda %26–28 bandında seyrediyor.
Hanede masaya oturan kişi sayısı arttıkça borçlu hane oranı düzenli biçimde yükseliyor: daha geniş haneler ayı daha büyük borçlar ile tamamlıyor. Tek kişilik hanelerde borçluluk %42,2 iken beş ve üzeri hanelerde %61,6’ya ulaşıyor. Bu artış paterni, hane büyüklüğü ile birlikte toplam harcama ihtiyacının ve buna bağlı finansman gereksiniminin genişlemesinin doğal bir sonucu.
Toplum genelinde borç türleri dağılımı, borçluluğun ağırlıkla tüketici finansmanı kanallarında toplandığını gösteriyor. En yaygın borç türü kredi kartı (%33,7) olurken, bireysel kredi %23,7 ile ikinci sırada yer alıyor. Daha enformal borçlanma kanalları da kayda değer bir pay taşıyor: arkadaş/aileye borç %11,6 ve esnafa/bakkala borç %6,6 seviyesinde. Bazı haneler formal finansal ürünlerin yanında gündelik likidite ihtiyaçlarını alternatif kaynaklarla da karşılıyor.
| Borç Türü | % Pay |
|---|---|
| Kredi kartı | |
| Bireysel kredi | |
| Arkadaş/aileye borç | |
| Esnafa/bakkala borç | |
| Ticari borç | |
| Vergi / SGK / KYK / Ceza | |
| Ticari kredi |
Kredi kartı borcunu ödeme biçimi dağılımı, kart borcu ödemesinin çoğunlukla nakit akışı baskısıyla yönetildiğini gösteriyor. Toplumun yalnızca %23,2’si borcun tamamını zorlanmadan öderken, %30,0 borcun tamamını ödediğini ama zorlandığını söylüyor. Buna karşılık asgari ödeme davranışı en yaygın pratik olarak öne çıkıyor (%38,4); bu tablo, borcun bir kısmının sistematik biçimde ertelendiğini gösteriyor. Daha yüksek riskli uç ise hiç ödeyemeyenler: payları %6,6 seviyesinde.
Önümüzdeki 1 ay için borçlanma beklentisi göstergeleri, borçların gündelik bütçe üzerinde doğrudan baskı yarattığına işaret ediyor. En yüksek pay, borç ödemeleri nedeniyle temel harcamaları kısma olasılığında görülüyor (%40,2). Likidite açığını borçla kapatma ihtimali de kayda değer düzeyde. Toplumun %23,3’ü yeni borç alma olasılığını dile getirirken, kredi kartında yalnızca asgari ödeme yapabileceğini söyleyenlerin payı %22,5’e ulaşıyor. Bu iki sinyal birlikte okunduğunda, borç yönetiminin “öteleme” ve “ek finansman” araçlarıyla sürdürüldüğü bir alan görünür hale geliyor. Daha yüksek riskli davranışlar daha düşük paylarda ama yine de anlamlı bir büyüklükte. Borç ödemesi için ek borç alma olasılığı %17,0 iken, en az bir borç ödemesini geciktirme olasılığı %15,0 seviyesinde.
Bu segmentte hem borç yükü düşük, hem dayanıklılık düşük seviyede. Borçları sınırlı olduğu için yüzeyde “risk dışı” görünseler de bu kesim düşük dayanıklılıkları nedeniyle küçük bir gelir/gider şokunda hızla zorlanabilir. Bu profilde risk borç büyüklüğünde değil, daha çok tampon eksikliğinde.
Düşük borç yükü ile orta veya yüksek dayanıklılık bu segmentin temel belirleyicisi. Borç düzeyi yönetilebilir iken şoklara karşı hazırlık güçlü. Bu kesim toplumun %21’ini oluşturuyor.
Gizli Risk Altındakiler segmenti, borç yükünün orta seviyede olduğu gruplar ile borç yükü yüksek olsa da dayanıklılığı da yüksek olan grupları kapsıyor. Dayanıklılık düzeyi kısa vadede “kritik alarm” üretmeyebilir; buna karşın borç yükünün yarattığı baskı bu kesimi risk grubuna dahil ediyor.
Yüksek borç yükü ile düşük veya orta dayanıklılık bu segmenti tanımlıyor. Hem borç baskısı yüksek hem de şoklara karşı hazırlık sınırlı olduğu için risk “akut” görünüyor; borç yönetiminde aksama ve harcama kısıtı daha hızlı ortaya çıkabilir.
Risk grubundakiler toplumun %64’ünü oluşturuyor, başka bir deyişle üçte ikisi. Bu gruba Sessiz Kırılganlar da eklendiğinde toplumun yaklaşık %80’inin bir şekilde borç riski altında olduğu görülüyor. Buna karşılık Finansal Olarak Dengeliler oldukça sınırlı bir payda kalıyor (%20,7).
| Risk Bazlı Hanehalkı Segmenti | Finansal İyilik Hali Skoru |
|---|---|
| Sessiz Kırılganlar | |
| Finansal Olarak Dengeliler | |
| Gizli Risk Altındakiler | |
| Yüksek Risk Altındakiler |